싣다 : Yüklemek
들르다 : Uğramak
잠바 : Hırka
토빠 : Mont
런닝 : Atlet
팬타 : Külot
굘 : Mandalina
부채 : Yelpaze
건널목 : Yaya geçidi
지하도 : Alt geçit
육교 : Üst geçit
양복점 : Erkek terzisi
고르다 : Seçmek, elemek
사진천 : Fotoğraf albümü
견치 : Manzara
가깝다 : Yakın
시끄럽다 : Gürültülü
열심히 : Yürekten, sıkı
다리 : Bacak
빌리다 : Ödünç almak
일어나다 : Uyanmak, kalkmak
일찍 : Erken
혼자 : Yalnız
문을 닫다 : Kapıyı kapatmak
입 : Ağız
발음 : Söyleme, telaffuz
아까 : Az önce
다 : Hepsi
지난 번 : Geçen defa
기억하다 : Hatırlamak
결혼나다 : Evlenmek
나이 : Yaş
놀다 : Eğlenmek
기쁘다 : Mutlu
슬프다 : Mutsuz
걸다 : Çok çeşitli zengin (yemek)
반갑다 : Memnun olmak
바람 : Rüzgar
불다 : Esmek
무겁다 : Ağır
출구 : Çıkış
입구 : Giriş
즐겁다 : Eğlenceli
땀이나다 : Terlemek
들르다 : Uğramak
떨어지다 : Düşmek, dökülmek
짜리 : Miktar, değer
회의 : Toplantı
한가하다 : Boş (vakit)
조심하다 : Dikkatli olmak
교울 : Kış
춥다 : Soğuk
성적 : Başarılılık derecesi
소풍 : Piknik
모르다 : Bilmemek
나다 : Meydana gelmek
일하다 : Çalışmak
교통 : Trafik
아무 : Herhangi
연락하다 : Haberleşmek, haber etmek
노랗다 : Sarı
파랗다 : Mavi
신발 : Ayakkabı
자동차 : Otomobil
지키다 : Tutmak, sadık kalmak (söz)
밤 : Gece
도착하다 : -e varmak, ulaşmak
제시간 : Tam zamanında
제때 : Tam zamanında
행복하다 : Mutlu olmak
세상 : Yeryüzü
굼 : Rüya
이야기하다 : Sohbet etmek, anlatmak
취직하다 : İşe girmek
번역자 : Mütercim
통역가 : Tercüman
가이드 : Rehber
독후감 : Kitap eleştirisi
독 : Okur
감동 : Duygu
출근하다 : İşe gitmek
퇴근하다 : İşten çıkma
근무하다 : Görev yapmak
직장 : İş yeri
직업 : Meslek
초대하다 : Davet etmek
필요하다 : İhtiyaç olmak, duymak
공후일 : Resmi tatil
약 : İlaç
머리 : Saç, kafa
방학 : Sömestr
그때 : O zaman
돌아오다 : Dönüp gelmek
식사하다 : Yemek yemek
복습하다 : Dersi tekrar etmek
늘 : Daima, herzaman
기도하다 : Dua etmek
헤어지다 : Ayrılmak (kişiyle)
도나다 : Ayrılmak (biryerden)
풍습 : Gelenek
다르다 : Değişik, başka
줄을서다 : Aıraya girmek
자 : Hadi
비다 : Boş
자리 : Yer
입다 : Giymek
벗다 : Çıkartmak
선님 : Müşteri, misafir
교수 : Akademisyen, hoca
교사 : Lise öğretmeni
기분 : Keyif
대통령님 : Cumhurbaşkanı
도시 : Şehir
의자 : Sandalye
호주 : Avustralya
빽빽하다 : Kalın
일본 : Japonya
외롭다 : Yalnız
여보세요 : Alo, bakar mısınız?
그러면 : Öyleyse
부탁하다 : Rica etmek
들리다 : Duyulmak
대다 : Bağlamak (telefonda)
잘못걸다 : Yanlış aramak
취소하다 : İptal etmek
바로 : Direkt, doğrudan
최송하다 : Üzgün
급하다 : Acil, ivedi
때 : An, zaman
바꾸다 : Değiştirmek
다시 : Tekrar
이후에 : Bundan sonra?
겁 : Korku
대답하다 : Cevap vermek
듣기 : Dinleme
주소 : Adres
가져가다 : Götürmek
먼저 : Önce (den)
힘 : Güç
질 : Kalite
몸 : Vücut
유행가 : Popüler şarkı
궁금하다 : Merak etmek
졸업 : Mezuniyet
저심하다 : Dikkat etmek
말씀하다 : Konuşma (saygılı)
학기 : Dönem
과일 : Meyve
아직 : Henüz
전보 : Telgraf
소푸 : Paket (posta paketi)
비소 : Sekreter
벌써 : Zaten, çoktan
빨리 : Hızlıca
표 : Bilet
곳마다 : Her yer
한번 : Bir kez
만원이다 : Kalabalık
넓다 : Geniş
비다 : Boş
자주 : Sık sık
중동 : Orta asya
춤 : Dans
푸르다 : Azur, gök mavisi
바다 : Deniz
마음 : İç, kalp, yürek
수영 : Yüzme
모레 : İki gün sonra
선수 : Oyuncu, sporcu
수영장 : Yüzme havuzu
시합 : Karşılaşma, mücadele
지다 : Kaybetmek
하숙생 : Hasug'da kalan öğrenci
응원하다 : Desteklemek, tezahürat etmek
처음에 : Başlangıçta, ilk
마지막 : Sonunda, sonuçta
이기다 : Kazanmak
체육관 : Spor sahası
체육 : Beden eğitimi
우체국 : Postane
기도하다 : Dua etmek
세수하다 : Yüzünü yıkamak
닦다 : Silmek, parlatmak
씻다 : Elini yıkamak
언제든지 : Her zaman, ne zaman olursa
불발하다 : Yılmaz, boyun eğmez
돌아가시다 : Vefat etmek
목 : Boğaz
마르다 : Kurumak
그만하다 : Bırakmak, (böylece)
도시락 : Beslenme çantası
청소하다 : Temizlik yapmak
설거지하다 : Bulaşık yıkamak
도둑 : Hırsız
Bu güzel bilgiler için çok sağolun :)
YanıtlaSilRica ederim :)
YanıtlaSil